Müteessir dilimize Arapça'dan geçmiş bir sıfat. Üzüntülü, üzülmüş, etkisinde kalmış ve etkilenmiş anlamında kullanılan bir kelime. Bu yıla daha uygun bir sıfat olamazdı. Her şeyin aynı hızla coşkunlaştığı ama aynı zamanda çöküşe geçtiği o kadar da görkemli olmayan bir yıl geçiyor ve 2020 yılının özeti bu: Müteesiriz.

Yolculuğumun kesik şeritlerinden oluşan bu sayfalara 33. yaşımın başlarında artık tükenmeye yüz tutmuş umutlarım ile yazıyorum.

Aşk eski ve uzak bir masal gibi Kaf Dağı'nın ardındaki. Aylardır bunu kendim seçmiş olsam dahi işsizim ve artık bu üretilmeyen boşluğun sonu nereye gidecek bilmiyorum. Covid-19 isimli yeni bir sonucumuz var. Hayatımızdaki çoğu şeyin dengesini altüst ettiği gibi duygularımızı, alışkanlıklarımızı ve hatta insan ilişkilerimizi bile mahvetti bu yeni arkadaş. Yazdığım her bir kelime ile ölme ihtimalimin biraz daha arttığı bu yeni dünyada bilinmez bir denklemin içerisinde nefes almaya çalışıyorum üstelik maskeli bir şekilde.

Yanlış kararlar ve karmaşık duygular içindeyim. Sanki bir yol ayrımını tekrar tekrar rüyamda görüyorum ve sonsuz olasılıklar dünyasında hep aynı yanlış yolu seçiyorum. Özlem, öfke, kırgınlık, hayal kırıklığı ve daha birçok duygu birbirine karışıp hiç de hoş bir tadı olmayan kokteyller gibi. Onu içmekten başka lüksüm de yok üstelik. Bu günleri yaşamak, bu yolları yürümek ve bu maskenin ardından dünyayı öyle çok da iyi görmeyen miyop-astigmat gözlerimle algılamaya çalışıyorum.

Kendi içime dönüp duygularımı algılamaya çalıştığımda büyük bir karmaşa ve gri renklerden başka bir şey göremeyinde gökyüzüne küstüm. Sadece önüme bakıyorum. Hiçbir şeyi böylesine karmaşık bir halde bulacağımı da düşünmezdim.

Söz bitti, yarın bütün mümkünlerin kıyısında bir zaman dilimi hala

Ağustos 2020 / Karaköy